Geçmişe Yolculuk - Stefan Zweig || Kitap Yorumu

Birkaç yıl öncesinden başlayan bir sorunum var günümüzde yazılan kitaplarla ilgili... Geneline dönüp baktığımda erkek karakterlerin despotluğu, maçoluğu, caniliği, korkunç tavırları dikkat çekiyor kitaplarda. Siz ne derseniz deyin, birçok kitapta var bu. Tuhaf olansa kitlemizin aç bir şekilde bu erkeklere yönelip o kitaplara sarılıyor olması. İşte bu dertten muzdarip bir şekilde yıllar önce bugün Wattpad'de yayımladığım bir hikaye yazmaya başladım. Hikaye naif bir ressam tarafından, bir erkek karakterden anlatılmaktaydı. Ve aradan 3 yıl geçtikten sonra, 2018'de, Geçmişe Yolculuk kitabını okuma fırsatı buldum. Kitabın ilk sayfalarında okuduğum karakter birkaç yıl önce yazmaya yeltendiğim o naif adama o kadar benziyordu ki beğendiğim yerlere rengarenk işaretler ekleyerek bitirdim kitabı.



Hepimizin klişeye bir açlığı var doğru ama nedense klişenin ötesine geçip de modern klasiklere baktığımızda sevilecek çok daha fazla şey olduğunu görür gibi oluyoruz. Belki de en büyük sorunumuz aslında bizden önce ne yazıldığını bilmeden bir şeyler yazmaya yelteniyor olmaktır... Öyle güzel seven adamlar varken bizim kalkıp tecavüzcüsüne aşık olan kızların anlatıldığı kitapları okumamız bir miktar mantıksız. Bu arada "hiç mi bu tarz kitaplar okumuyorsun" derseniz haklısınız, okuyorum. Ama aşırıya kaçmış şiddeti kınayarak ve eleştirerek okuyorum. Siz de görmek için, eleştirebilmek için okuyun tabi ki; neyin ne olduğunu bilerek okumanın bir zararı olmaz.



Henüz okumadıysanız gelin bir kereliğine bana güvenip Geçmişe Yolculuk'u okuyun. Ben, pişman olmayacağınıza adım gibi eminim...

Yorumlar

Popüler Yayınlar