Soğuk - Bedriye Zobu || Kitap Yorumu
Selamlar! Soğuk henüz bir hikayeyken Wattpad’de okumuştum. Açıkçası Wattpad üzerinde normalden daha da seçici olduğumdan çok fazla hikaye okumuyorum. Ancak belki de lise zamanımda okuyacağım kadar eski ve sevdiğim bir hikayeydi diyebilirim. Kitap olduğunu görünce de almıştım ve şimdi tekrardan okumak nasip oluyor diyelim...
Öncelikle kitabın öyle güzel bir önsözü var ki... Yani bana çok samimi geldi ve bir o kadar da edebi bir giriş yapıldığını düşünüyorum ellerine sağlık kız, Bedriye! Wattpad’de okuduğum zamanlarda da seni çok samimi bulurdum, hâlâ aynı samimiyetini koruman ne güzel. 💕
Kitabın yazılış tarzı bana klasikleri anımsattı. Yani seçilen kelimeler, kullanılan betimlemeler günümüz kitabından çok hatıra kalan bir kitabı okuyormuşum hissi verdi bana. Ve bu kesinlikle kötü bir şey değil... Ayrıca ben bir devam kitabı olduğunu bilmiyordum çok sevgili dostlar. Eğer devamı olduğunu bilsem hemen sipariş edip ona göre okurdum kitabı. Sonunda fark ettim ne yazık ki, siz aynı hatayı yapmayın aman, meraktan çatlarsınız.
Olay Sahil’in yıllardır platonik olarak sevdiği Baran’ın karşısına çıkmak istemesiyle başlıyor diyebiliriz. Aslına bakarsak Sahil'in olumsuz tavrı -negatifliği- ve hiçbir şekilde Baran'ın kendisine değer vermeyeceğini düşünüyor olması bana "acaba platonik olması bir yana, psikolojik bir sorunu olabilir mi" düşüncesini verdi. Ki kitabı okudukça aslında karakterin de gelişimiyle her şeyin olağan olduğu izlenimine döndüm diyebilirim.
Kitabın başını bölük pörçük okumuş olmama rağmen Sahil’e Baran’ın kapıyı açtığı o sahneden sonra deli gibi merak ederek sayfaları çevirdim. Olaylar öyle güzel, öyle baştan çıkarıcı bir şekilde ilerliyor ki içten içe "biri üstüme Soğuk fırlatsın" diyerek dolandım gün içinde... Ellerine sağlık Bedriye 👏🏼 Bence okurda bunu kazanabilmek nadir bir şey...
Kitap uzun zamandır karşılaşmadığım şekilde, az hatalı bir kitaptı. Ne mi demek istiyorum? Şöyle ki, son zamanlarda okuduğum kitapların neredeyse hepsinde gerek mantık hatası gerekse imla hatası çok fazla göze çarpıyor. Soğuk'ta çok nadir bir iki imla hatasına rastladım ve mantıken beni rahatsız eden bir durumda olmadı. Yalnızca tırnak işaretlerinin farklılığı biraz tuhaf geldi gözüme, tamamen yazarın tercihi olsa da okurken bazı yerlerde adapte olamadım. Alışkanlık diyelim... Son olarak kitabın sonunun daha çarpıcı olabileceğini düşünüyorum. Tamam, deli gibi merak ettim o sondaki davranışın sebebini, o nerede olduğu bilinmeyen kişinin nereden çıkacağını ama belki daha vurucu bir son olabilirdi ilk kitapta...
Her neyse efenim, sohbet muhabbet derken sizleri kitabın devamında Soğuk-Vefa'da tekrardan buluşmaya davet ediyorum. İkinci kitabı kendime alacağım zaman bir tane de size alsam nasıl olur? Bir çekiliş yapar çekilişi kazanan arkadaşla birlikte okur bitiririz kitabı... Bu arada bu güzel kitap hakkında düşüncelerinizi sizde yorumda paylaşmayı unutmayın.
Kalın sağlıcakla!
Öncelikle kitabın öyle güzel bir önsözü var ki... Yani bana çok samimi geldi ve bir o kadar da edebi bir giriş yapıldığını düşünüyorum ellerine sağlık kız, Bedriye! Wattpad’de okuduğum zamanlarda da seni çok samimi bulurdum, hâlâ aynı samimiyetini koruman ne güzel. 💕
Kitabın yazılış tarzı bana klasikleri anımsattı. Yani seçilen kelimeler, kullanılan betimlemeler günümüz kitabından çok hatıra kalan bir kitabı okuyormuşum hissi verdi bana. Ve bu kesinlikle kötü bir şey değil... Ayrıca ben bir devam kitabı olduğunu bilmiyordum çok sevgili dostlar. Eğer devamı olduğunu bilsem hemen sipariş edip ona göre okurdum kitabı. Sonunda fark ettim ne yazık ki, siz aynı hatayı yapmayın aman, meraktan çatlarsınız.
Olay Sahil’in yıllardır platonik olarak sevdiği Baran’ın karşısına çıkmak istemesiyle başlıyor diyebiliriz. Aslına bakarsak Sahil'in olumsuz tavrı -negatifliği- ve hiçbir şekilde Baran'ın kendisine değer vermeyeceğini düşünüyor olması bana "acaba platonik olması bir yana, psikolojik bir sorunu olabilir mi" düşüncesini verdi. Ki kitabı okudukça aslında karakterin de gelişimiyle her şeyin olağan olduğu izlenimine döndüm diyebilirim.
Kitabın başını bölük pörçük okumuş olmama rağmen Sahil’e Baran’ın kapıyı açtığı o sahneden sonra deli gibi merak ederek sayfaları çevirdim. Olaylar öyle güzel, öyle baştan çıkarıcı bir şekilde ilerliyor ki içten içe "biri üstüme Soğuk fırlatsın" diyerek dolandım gün içinde... Ellerine sağlık Bedriye 👏🏼 Bence okurda bunu kazanabilmek nadir bir şey...
Kitap uzun zamandır karşılaşmadığım şekilde, az hatalı bir kitaptı. Ne mi demek istiyorum? Şöyle ki, son zamanlarda okuduğum kitapların neredeyse hepsinde gerek mantık hatası gerekse imla hatası çok fazla göze çarpıyor. Soğuk'ta çok nadir bir iki imla hatasına rastladım ve mantıken beni rahatsız eden bir durumda olmadı. Yalnızca tırnak işaretlerinin farklılığı biraz tuhaf geldi gözüme, tamamen yazarın tercihi olsa da okurken bazı yerlerde adapte olamadım. Alışkanlık diyelim... Son olarak kitabın sonunun daha çarpıcı olabileceğini düşünüyorum. Tamam, deli gibi merak ettim o sondaki davranışın sebebini, o nerede olduğu bilinmeyen kişinin nereden çıkacağını ama belki daha vurucu bir son olabilirdi ilk kitapta...
Her neyse efenim, sohbet muhabbet derken sizleri kitabın devamında Soğuk-Vefa'da tekrardan buluşmaya davet ediyorum. İkinci kitabı kendime alacağım zaman bir tane de size alsam nasıl olur? Bir çekiliş yapar çekilişi kazanan arkadaşla birlikte okur bitiririz kitabı... Bu arada bu güzel kitap hakkında düşüncelerinizi sizde yorumda paylaşmayı unutmayın.
Kalın sağlıcakla!
Yorumlar
Yorum Gönder