Yürek Burgusu - Henry James || Kitap Yorumu

Selamlar, selamlar! Öncelikle Yürek Burgusu,Tepedeki Ev (Netflix) ikinci sezonuna ilham olan bir kitap ve ben kitaba tamamen bu amaçla başladım diyebilirim -meraktan-. Tepedeki Ev’i bayılarak izlediğim için ikinci sezonundan küçük bir spoiler harika olur diye düşündüm ve Yürek Burgusu’nu okudum.⠀

 ⠀
Öncelikle kitapta geçen olay, betimlemeler çok iyi ve 30. sayfadan sonra neredeyse hiç sıkmıyor sizi. Eski dönemde yazılan bir kitap olduğunu göz önüne alırsak içeriğinde çok fazla eski kelimeyle karşılaşmamız kaçınılmaz. Ancak dipnotlarda kelimelerin anlamları yok, o yüzden kitapta her şeyi anlamak isterim diyorsanız hazırlıklı olun.⠀
 ⠀
Kitapta bir mürebbiyenin iki çocuğa öğretmenlik yapmak adına işe alınmasını okuyoruz. Ancak çocuklar başlarında bir ebeveyn olmadan yetişiyorlar ve amcaları da çok uzakta. Bu yüzden tüm sorumluluk onlara bakacak olan mürebbiyeye kalıyor. Gelin görün ki, bu iki küçük yaratık mürebbiyenin tabiriyle dünyanın en güzel şeyleri. Oldukça akıllı, güler yüzlü ve asla yaramaz değiller. Her şey yolunda gidiyor gibi gözükse de, bir zaman sonra evde iki kötü ruh gözükmeye başlıyor. Ve mürebbiye zamanla bu ruhların çocuklar üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu fark ediyor.⠀
 ⠀
Olayların devamını anlatmak spoiler olur, bu yüzden kitapla ilgili bir iki noktaya değinmek istiyorum. Bahsettiğim gibi kitap eski bir dönemde yazıldığı için eski kelimelere sık sık rastlıyoruz. Çeviriden kaynaklı olarak birkaç noktada göze çarpan pürüzler var. Öncelikle kimi cümleler oldukça uzun. İngilizce’de anlamlı görünüyor olsa da Türkçeleri bir zaman sonra akıl karıştırır bir hâl alıyor, bağlamdan kopabiliyorsunuz. Bir de kitap boyunca sıklıkla “bir” kullanıldığına şahit oluyoruz. Hatta kimi zaman aynı cümle içinde 2-3 “bir”e rastlıyoruz ki bu da bir zaman sonra göze batmaya başlıyor.⠀

 ⠀
Bunların dışında kitapla ilgili gözüme çarpan başka bir şey olmadı ve severek (biraz da ürpererek) okudum diyebilirim! ❤⠀

Kitabın arka kapak yazısı ise şu şekilde:

Genç bir mürebbiye iki çocuğa eğitim vermek için kırsaldaki bir konağa yerleşir. İki hayaletin, kendilerini göstermeye başlamasıyla konakta geçen mesut günler giderek daha tekinsiz bir hâl alır. Çocukları bu korkunç görüntülerden korumaya çalışan mürebbiyeyse hayaletlerden daha korkunç bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu hayaletler mürebbiyenin sanrılarından mı ibarettir yoksa konak gerçekten lanetli midir?

Şimdilik görüşmek üzere! 👋🏻

Yorumlar

Popüler Yayınlar