Son Yıldız Sönene Kadar - T.Y. Mazer || Kitap Yorumu
Son Yıldız Sönene Kadar || #kitapyorumu
Tekrardan herkese selam!
Öncelikle kitabın içeriğinden biraz bahsedip daha sonra detaylara inmek istiyorum. Kitabımız Lavin ve Manno adında iki harika karakterin mucizevi bir şekilde birbirlerini bulmalarını anlatıyor. Lavin, İtalya gezisinde Manno ile tanışıyor ve harika bir gün geçiriyor. Türkiye’ye dönüp tüm umutlarını kaybettiği sırada ise Manno onu buluyor… Kitabın devamında yaşadıkları zorlukları ve naif aşklarını okuyoruz.
Normalde bir kitabı iki kez okumaktan nefret ederim. SYSK’ı da henüz yayımlanmadan önce (neredeyse yarısından fazlasını) okumuştum. Ancak kitap öyle akıcı, öyle romantik ve sürükleyici ki bir noktadan sonra elinizden bırakamaz hâle geliyorsunuz. Bunun en büyük sebebi ise kitabın sürekli hareket hâlinde olması. Bu ne mi demek? Şöyle ki, kitapta art arda gelen ama okuru boğmayan olaylar var ve bu olayların arasında zaman farkı olsa da, bu zaman farkı uzun uzadıya betimlemelerle anlatılmadığı için okuma hızına aşırı katkı sağlıyor.
Manno ve Lavin’i okurken, bazı noktalarda olayların çok hızlı geliştiğini, karakterlerin birbirlerine çok hızlı açıldığını düşündüm. Ama Lavin’in düşündüklerini söylemek konusunda pek de çekincesi olmayan inatçı bir kız olduğunu ve Manno’nun hissettiği o güçlü duygulara karşı koymayacak kadar cesur bir karakter olduğunu düşünürsek birbirlerine karşı olan çekimlerini daha doğal karşılayabiliriz.
Öyle ki, bir noktadan sonra karakterler gereğinden fazla doğal ve tanıdık geldiği için sanki bir film izliyormuşsunuz gibi onları hayalinizde canlandırmaya başlıyorsunuz. Özellikle Manno’nun yalnızca dudaklarını oynatarak Lavin’i iltifatlara boğduğu romantik sahneleri zihnimde tekrar tekrar canlandırdığımı söyleyebilirim. Çok güzeldi…
Olayın tamamı Türkiye’de geçmediği için hâliyle karakterlerimizin İngilizce konuştuğu noktalar var. Yalnız şöyle, karakterlerin İngilizce konuştukları belirtiliyor ve ifadeler Türkçe yazılıyor. Bu tarz cümlelerde Türkçe yazılan bir metnin kimi noktalarında bilinçli bir şekilde çeviri havası kazandığını görüyoruz. Ki bence bu oldukça profesyonel bir hava katmış. Bir çevirmen adayı olarak okurken çok hoşuma gittiğini söyleyebilirim.
Son zamanlarda okuduğum kitaplar arasında en az yazım hatasına rastladığım kitap olduğunu söyleyebilirim. Harf hataları ya da noktalama hataları toplanacak olsa bir elin parmağını bile geçmez, hâliyle bu durum okuma hızını olumlu anlamda etkiliyor.
Ve kitabın sonuna gelirsek… Son cümlesine kalbimi bıraktım diyebilirim. Öyle güzel ve hızlı ilerledi ki kitabı nasıl bu kadar çabucak okuduğuma şaşırdım. Sevgili @t.y.mazer eline, emeğine sağlık. Her şeyi o denli güzel yansıtmışsın ki… Üstelik kitabın sonu aslında tam anlamıyla bir son değil diyebiliriz. Yani aralık bir kapı var. Ve ben bir okur olarak bu aralık kapıdan Manno ve Lavin’i tekrar görmek isterim. Ama ana karakter olarak değil de birer yan karakter olarak. Lavin’in arkadaşları arasında çok renkli karakterler var ve onlardan birini okumayı çok isterim.
Şimdilik benden bu kadar! En yakın zamanda görüşmek üzere… 💜
Yorumlar
Yorum Gönder